Bireysel yeteneklerin devreye girdiği edebî türlerin inşasında sözlerin kullanımı müellife ve esere ayrı bir değer katar. Türk edebiyatının her döneminde şair ve yazarlar dilin imkanlarından ziyadesiyle faydalanmayı hedef edinmiş, özellikle divân şairleri söz söylemedeki hünerlerini her fırsatta ortaya koymaya çalışmışlardır. Divan şiirinde dilin gerçek yönünden ziyade söz söylemedeki hüner dikkate alındığı için duygular ve düşünceler akıl sınırlarını zorlayacak bir şekilde ifade edilmiştir.
Daha çok hayalî ve soyut temele dayalı düşünce yapılarına yer verilen divân şiirinde birçok şair yetişmiştir. 16. yüzyıl divân şiirinin öne çıkan ve birçok şair tarafından üstat kabul edilen isimlerinden birisi de Fuzûlî’dir. Fuzûlî, sadece Anadolu ve Azerbaycan’da değil; Orta Asya’nın değişik coğrafyalarında eserleri istinsah edilip birçok kişi tarafından okunan bir şairdir.
Elinizdeki bu kitapta Fuzûlî’nin daha önce Anadolu ve Azerbaycan’da istinsah edilmiş nüshalarının çevirisi ile tarafımıza Afganistan’ın Bedahşan kentinden ulaştırılan ve içinde Güney-Doğu Grubu lehçelerinin izlerini barındıran nüshanın mukayesisiyle elde edilmiş metnin çeviri yazısını, diliçi çevirisini, metnin gramatikal hususiyetlerini ve metin sözlüğünü bulacaksınız. Bu divân metnini incelemekteki amacımız ilgili nüshanın Anadolu ya da Azerbaycan sahasında istinsah edilmiş olan nüshalardan üstünlüğünü ya da asıl olma durumunu ortaya koymak değil; Doğu Türkçesinin konuşma ve yazı dili olarak kullanıldığı bölgelerde Fuzûlî’nin nasıl ve ne şekilde okunduğunu ve nüshaya müstensih tarafından yansıtılmış olan Doğu Türkçesinin hususiyetlerinin neler olduğunu ortaya koymaktır. Bu kitabın Batı Türkçesinin ilk dönemlerinde ortaya çıkan ve tartışmalara konu olan olga-bolga ibaretince yazılmış karışık dilli eserlerin yorumlanmasına yeni bir bakış açısı getireceğini düşünmekteyiz.